Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek Veya Gizlemek Suçu

Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek Veya Gizlemek Suçu Nedir?

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesine göre resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu hükme göre gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden ya da gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmiş olması durumunda verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.

Öyle ki resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçu 5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan topluma karşı suçlar içerisindeki kamu güvenliğinin aleyhine bir suç niteliği taşımaktadır. Seçimlik hareketli bir suç niteliği taşıyan resmi belge bozmak veya yok etmek veya gizlemek sırf hareket suçu olarak karşımıza çıkar. Burada hareketlerden biri veya hepsi meydana geldiğini suçun tamamlama bulduğundan bahsetmemiz mümkün olur. Özgü suç niteliği söz konusu olmayan bu suç da suçun faili konumunda yer alan kişi her kişi olabilir. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmiş olması durumunda ulaştırıcı bir sebep karşımıza çıkar. Bu hususları detaylı bir şekilde değerlendirmek suçun daha iyi anlaşılmasını sağlar. Resmi belgeyi bozmak yok etmek ya da gizlemek suçunun 5237 sayılı Türk ceza kanunun ikinci kitabının topluma karşı suçlar başlıklı üçüncü kısmının kamu güvenine karşı suçlar başlı dördüncü bölümünün 205. maddesi içerisinde düzenlendiğine söylemiştik. Madde hükmüne tekrar hatırlamamız gerekirse bu suçla gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden ya da gizleyen kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Suçun kamu görevlisi konumunda yarına kişi tarafından işlenmesi durumunda verilecek olan cezanın yarın onda artırılması söz konusu olur. Resmi belgeyi bozmak yok etmek ya da gizlemek tek fıkra içerisinde öngörülmüştür. Burada maddenin birinci cümlesinde suçun basit hali söz konusu olmuştur. 205. maddenin ikinci fıkrasında ise nitelikli hal düzenlenmiştir. Bozma, yok etme ve gizleme eylemleri ile suçun faili konumunda yer alan kişi var olan gerçek resmi belgeyi, sahtecilik suçundan farklı bir şekilde ortadan kaldırıyor olmaktadır.

Burada resmi belge bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak için şu an yürürlükte olmayan 765 sayılı eski Türk ceza kanunu ile 5237 sayılı Türk ceza kanunun karşılaştırılması önem teşkil eder. Resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçu 765 sayılı eski Türk ceza kanunun 348. maddesi içerisinde düzenleme bulmuştur. İki kanunun üçünü içerisinde de resmi bir belgenin bozulması, yok edilmesi ve gizlenmesi düzenleniyor olmakta ancak benzerliklerin yanı sıra farklılıkların da mevcudiyeti söz konusu olmaktadır. Öyle ki 765 yıl eski Türk ceza kanunda resmi belgenin aslı veya aslı gibi kabul edilmiş olan suretinin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinden bahsedilirken 5237 sayılı Türk ceza kanunda açık bir şekilde resmi belgenin gerçek olması aranıyor olmaktadır. Kanun koyucunun eski kanun döneminde belgenin gerçek olması gerektiğini mahkemesi içinde yer vermemiş olması böyle bir durumun aranmadığını göstermez. Burada belgenin bozulması veya yok edilmesinin suç meydana getirmesi için gerçek belge olması gerektiği açık bir şekilde gözükmektedir. Bununla birlikte doktorun içerisinde bu ifade edilmektedir. Ayriyeten madde içerisinde belgenin aslı ve sureti hususlarından bahsedilirken istenenin gerçek belge olduğu açıktır. 5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde yalnızca gerçek belge denilip, belgenin aslı ya da sureti denilmemiştir. Burada farklılık düzenlenmiş biçiminde ortaya çıkmaktadır. Gerçek bir belgenin anlaşılması gerekli olan resmi belgenin aslı veya aslı yok ise aslı gibi olan sureti anlaşılacaktır. Gerçek resmi belge bulunması mümkün olabilir, ulaşılabilir ise bu durumda suret üzerinde gerçekleştirilmesi mümkün olan bozma, yok etme ya da gizleme eylemleri bu suç ortaya çıkaracaktır. 765 sayılı Türk ceza kanunu bölümündeki söz konusu yaklaşım 5237 sayılı Türk ceza kanunda benimsenmiştir. İki kanlı arasındaki farklı bir durum ise normun niteliğine dairdir. 765 sayılı kanun hükmü eksik ceza normu niteliği taşıyıp, cezai yaptırım için resmi belgede sahteciliği dair düzenlemelere yollama yapmışken 5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde tam ceza normu olarak öngörülmüştür. Farklı bir ifadeyle eylem ve ceza yaptırımı bir arada hüküm altına alınmıştır. 5237 sayılı Türk ceza kanunu içerisinde suçun faili konumunda yer alan kişinin kamu görevlisi niteliği taşıması suçun unsuru olmadığı gibi eski Türk ceza kanunu olan 765 sayılı Türk ceza kanunu döneminde benzer şekilde memur, kamu hizmeti, müstahdem gibi ayrımlara da gidilmemiş doğrudan ceza kanunu içerisinde kamu görevlisi olarak genel bir ifade tanımlanmıştır.

Resmi Belge Bozmak, Yok Etmek Veya Gizlemek Suçu İle Korunan Hukuki Değer Nedir?

5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suç ile ilgili olarak korunan hukuki yarar kamu güveni olarak karşımıza çıkmaktadır. Belge içerisinde sahtecilik suçları ile aynı hukuki faydanın kurulmuş olduğu resmi belgenin bozulması, yok edilmesi ya da gizlenmesini bu verginin değeri ve buna duyulan güveni zedeleniyor olmaktadır. Bu suç ile resmi belgenin kanıt olma yönü ortadan kalkmakta bundan kaynaklı olarak bu amaçla kullanılması mümkün olmayan hale gelmektedir. Bunun sebebi bu suç ile sahtecilikten farklı bir şekilde resmi belge değiştirilmemek değil mi ortadan kaldırılmıyor olmaktadır.

Resmi Belge Bozmak, Yok Etmek Veya Gizlemek Suçunun Unsurları Nelerdir?

Fail

5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunun faili bir özelliğe sahip değildir. Öyle ki bu suç özgü bir suç müziğine sahip değildir. Resmi bölgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunun faili her kişi olabilir. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi durumunda hükmün birinci fıkrasının ikinci cümlesinde nitelikli hal olarak öngörülmüştür. Böyle bir durumda nitelikli hal mevcut ise ceza artırılarak verilir. Kamu görevlisinin tanımı 5237 sayılı Türk ceza kanunun altıncı maddesi içerisinde yapılmıştır. Bu maddeye göre kamusal faaliyetin yürütülmesine atama ya da seçilme yolu ile veya herhangi bir yolla sürekli, süreli ya da geçici bir şekilde katılan kişiye kamu görevlisi denir. 5237 sayılı Türk ceza kanunu ile kamu görevlisi kavramının kabul edilip yürürlükten kaldırılan kanundaki memur-kamu hizmeti görevlisinin terk edilmiş olması önemli bir değişiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Kumsal faaliyet ve kamu görevlisi kavramları doktorun içerisinde çeşitli hallerde tanımlama bulmuştur. Görevlisi toplum içerisinde yaşayan bireyler adına kamu erkine kullanmak suretiyle kamu görevini meydana getiren kişi olarak nitelendirilir. Kamu adına yürütülen görev ve hizmetin kanun hükümleri ile belirlenmiş ve usule göre verilmiş kararlar verip meydana getirilmesi önem teşkil eder. Aksi bir durumda kamu görevlisi tanımından kaynaklı olarak uygulama alanı genişletilmiş olur.

Mağdur

5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde yer alan resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunda mağdur kamu düzeninin korunmasının amaçlanmasından kaynaklı olarak kamudur. Söz konusu suçun bir gerçek kişinin zararını bir şekilde işlenmesi durumunda bu kişi veya kişiler suçtan zarar gören olarak nitelendirilmeye tabi olur. Yargıtay’ın yorumunu da bu şekilde olduğunu söylememiz mümkündür.

Suçun Konusu

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesinde yer alan resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun konusunu resmi belge oluşturmaktadır. Burada bu belgenin gerçek olması gerekli olmaktadır. Aksi durumda suçun meydana gelmesinden bahsetmez mümkün olmayacaktır. Öyle ki madde gerekçesi içerisine suçun konusu okurken geçerli yani gerçek bir resmi belge olarak ifade edilmiştir. Sahte bir belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesi bu suç ortaya çıkarmaz. Belki olarak anlaşılması gereken durum hukuki açıdan önemli ya da belki hazırlayan kişinin delil amacıyla belirli bir beyanını içeren yazı parçası niteliği taşımaktadır. Resmi belge, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği düzenlenmiş olan belge olarak karşımıza çıkar. Bu yazıyla kamu görevlisinin ifa ettiği görev arasında illiyet bağı söz konusu olmalıdır. Belgenin resmini teline kazandırmış olan diğer mısırlar yasal dayanağı uygun olması ve zorunlu şekil koşullarına taşımasıdır.

Resmi belge hükmü içerisinde belge olarak kabul edilen, Özün itibarıyla böyle olmayıp farklı bir ifadeyle kamu görevlisi tarafından görevinin gereği olarak düzenlenmiş olmamak ile birlikte resmi belge niteliği verilen belgeler mevcuttur. Bu durumun hukuki dayanağını 5237 sayılı Türk ceza kanunun 210. maddesi meydana getirmektedir. Öyle ki özel bölge içerisinde sahtecilik suçunun konusunun, Emre ya da hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil ya da vasiyetname olması durumunda resmi belgede sahtecilik suçuna dair hükümler uygulama bulur. Gerçeğe aykırı bir şekilde belge düzenleyen doktor, diş doktoru, eczacı, ebe, hemşire ya da diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Düzenlenmiş olan belgenin kişi haksız bir fayda sağlaması veya kamunun ya da kişilerin zararını bir sonuç meydana getirmesi halinde resmi belgede sahteciliği hükümlerine göre ceza verilmesi gereklilik teşkil eder. Kanun koyucu bu belgelerin belli bir ispat değerini diğer özel bölgeleri nazaran daha üstün tutmuş ve bunlara resmi belge Vasfı koymuştur. Böyle bir durumda nitelendirilmiş olan belgelerin 5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesi çerçevesinde korunması gerekli olduğu sonucuna varmak, kanun koyucunun bu suçlar ile korumuyor ama açılmış olduğu yere ara daha uzun bir yorum niteliği taşıyacaktık. Yargıtay’da resmi belgenin bozulması, yok edilmesi ya da gizlenmesi suçu içerisinde herhangi bir hakkın kullanımının engelleniyor olması nedeniyle bu suçun unsurlarının meydana gelmediği, belgede gerçekleştirilmiş olan sahteciliğin aldatma kabiliyetini taşıması durumunda eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu ortaya çıkarmadığı, fakat belgenin aldatma özelliğinin bulunmadığının saptanmasından unsurları Metin’e gelmen resmi belge bozmak, yok etmek suçundan sanıkların beraatına karar verilmesi gerektiğine dair kararı ile bu görüşün vurgulandığından da bahsetmemiz mümkündür.

Fiil

5337 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunu ilgili olarak hareket unsurlarından bahsetmemiz mümkündür. Madde başlarında mevcut olduğu gibi üç seçimlik hareket resmi vergi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunu oluşturur. Bu hareketlerden yalnızca beynin yapılıyor olması yeterlilik teşkil eder. Öyle ki yalnızca bir hareketin yapılıyor olması ile tüm hareketlerin yapıyorlar olması arasında bir fark mevcut değildir.

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. madde seçersin düzenlenmiş olan resmi belge bozmak, getirmek etek izlemek suçunun seçimi hareketlerini oluşturan ilk hareket resmi belge bozmak hareketidir. Resmi belgeyi bozmak, bir belgenin varlığını ortadan kaldırmaksızın işini delil niteliği taşımasını yok etmeye dair bir hareket niteliği taşımaktadır. Belgenin kısmen ya da tamamen bozulur olması arasında da bir farkın mevcudiyeti söz konusu değildir. Fakat belge üzerinde gerçekleşen kaba sahtecilikler bozma kabul edilmez. Resmi belgenin bozuyor olması ile değiştirilmesi arasında bir fark vardır ve bunun üzerinde durulması gerekir. Sahtecilik eylemin hareket niteliğini de gösteren değiştirme ile bozma eylemi arasında mevcut olan fark suçun nitelendirilmesi bakımından değişiklik karşımıza çıkarır. Söz konusu suçlar ile ilgili hem madde gerekçesi içerisinde hem de doktorun içerisinde bir de Yargıtay uygulaması içerisinde belirtilmiş olan kıstaslar aldatma kabiliyeti taşımaktadır. Yargıtay’ın mevcut olan kararlarından birinde sanığın bir başkasına ait nüfus cüzdanı içerisindeki kimlik bilgileri üzerinde değişiklik mevcut olmadan fotoğraf yerine kendi fotoğrafını yapıştırmaktan ibaret olan eylem ile ilgili bozmanın değil ancak aldatma niteliği bulunmakta ise resmi belgede sahtecilik suçunun meydana geleceği ileri sürülmüştür. Yapılmış olan müdahale ile belge muhteva olarak hukuki bir anlam niteliği taşımaz hale gelmiş ise resmi belge bozma, yok etmek ya da gizleme suçu söz konusu meydana gelebilecektir.

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek suçunun seçimi hareketlerinden bir diğeri resmi belgeyi yok etmek eylemidir. Resmi belgenin yok ediliyor olması, bu belgenin ortadan kaldırılması, varlığına son verilmesi niteliği taşımaktadır. Öyle ki belgenin yalnızca hukuken sonuç ortaya çıkaracak kısmen yok ediliyor olması yeterli kabul edilir. Bu belgenin tamamının mevcudiyetine son verilmesi aranmasına gerek yoktur. Ancak bununla birlikte bir görüş içerisinde belgenin yok edilmesinden söz edilmeli mümkün olabilmesi için belgenin tamamıyla ortadan kaldırılması gerektiği ileri sürülmüştür. Resmi belgenin yok edilmesinden anlaşılması gerekli olan belgenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle belgenin tamamını kapsaması durumu söz konusu olabileceği gibi bir kısmı da kapsayabilir. Fakat yok edilmiş olan kısım, Belgin hukuki sonuç ortaya çıkarmasını sağlayan kısmı olması gerekir.

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, resmi belgeyi yok etmek, gizlemek suçu içerisinde mevcut olan seçim hareketlerden bir diğeri resmi belge gizlemektir. Resmi belgenin gizleniyor olması 5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesinde öngörülen seçimlik hareketlerden birinde ortaya çıkmasına neden olur. Belgenin geziniyor olması ile bozmak ya da yok etmekten farklı bir şekilde belgeli maddi varlığının zarar gördüğünden bahsetmemiz mümkün olmaz. Burada resmi belge saklanıyor olmakta ve inkâr edilmektedir. Gizlemek eski Türk ceza kanunu olan 765 sayılı Türk ceza kanunu dönem içerisinde gerek doktrin gerekse Yargıtay bakımından bozma karım içerisinde değerlendiriliyor olmaktadır. Resmi belgenin geçici bir şekilde gizlenmesi de suçun işlenmesi için yeterli teşkil eder. Öyle ki bu görüş devam etmektedir. Gizlemeyi resmi belgenin işlevini yerine getirmesi engelleniyor olmaktadır. Suç belgenin gizlenmesi istendiğinde verilmemiş olmasıyla son bulur. Resmi belgenin talep edilmesinde verilmemesi durumunda belirtilmiş olan eylemlerin diğer unsurlarının da mevcut olması koşuluyla resmi belgeyi gizlemek değil ama gerçek kimliği ile ilgili olarak yalan beyanda bulunmaya suç dilerim gizleme mevcut olabilir.

Netice

5337 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçu bu hareketlerin gerçekleştirilmesi ile son bulur. Bahsetmiş olduğunuz resmi belgenin hukuki anlam taşıyan içeriğinin bozuluyor olması ya da yok edilmesi ile tamamlama olacaktır. Söz konusu suçun sırf hareket suçu olduğu nedeniyle ayrı bir yöneticinin ortaya çıkmasının aranmayacağı ileri sürülmüştür. Buradaki ayrı neticeden maksat zarar neticesi olmaktadır. Belgenin bozulması, yok edilmesi yeterlilik teşkil eder. Resmi belgenin gizleniyor olması durumunda kesinti suçtan söz etmenin mümkün olabilmesi ifade edilmiştir. Öyle ki bu suçun sırf hareket suçu olması göz önünde bulundurulduğunda bozma, yok etme ya da gizleme ile tamamlama bulur. Gizlemenin geçici bir şekilde olması suçun oluşmasına engel teşkil etmez. Resmi belgeyi saklayıp, kullanılması gereken zamanda kullanılmasına engel olan kişinin daha sonradan belgeyi ortaya çıkarması suçun oluşumuna bir etkim olmaz, suç gizleme ile ortaya çıkar.

Nedensellik Bağı

Sırf hareket suçları içerisinde netice hareket yapılır yapılmaz gerçekleştiği için nedensellik bu sorunu önem taşımaz. Resmi belge bozuyor olmak, yok etmek ve gizlemek sırf hareket suçu niteliği taşıdığı için nedensellik bağı bakımından bir tartışmanın mevcudiyeti söz konusu değildir.

Teşebbüs

5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, değiştirmek ve gizlemek suçunun teşebbüs elverişli olduğundan bahsettiğimiz mümkündür. Gerçek resmi bir belgenin bozulmaya, yok edilme ya da gizlenmeye çalışılması esnasında hareket meydana gelmesine rağmen bölgeden faydalanma olanı mevcut ise suçun teşebbüs aşamasında kaldığını söylemek mümkün olabilecektir. Yargıtay’ın teşebbüs ile ilgili olarak verdiği kararları mevcudiyeti söz konusudur. Bir karar içerisinde resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunun maddi unsuru belgenin maddi mevcudiyetine son verilmiş olup hareketin tamamlanması haline ve sonucun elde edilmiş olup olmamasına göre suç tanımını bulmuş veya kalkışma aşamasında kalmış olacağı sebeple sanığın görevlilerin düzenlemiş olduğu tutanağı, kendisine imzalaması amacıyla vermiş olduğu anda yırtarak attı iddia ve kabul edilen olayın mevcudiyeti söz konusudur. Tutanağın yaratılmadan önce görevliler tarafından doldurmak suretiyle imzalanıp imzalanmadığı, hukuki sonuç meydana getiren tanımamış ver bence haline getirilip getirilmediğinin saptanması, hukuki sonucu meydana getiren belki olduğunun saptanması durumunda yırtılan parçaları birleştirmek suretiyle tamamlanması mümkün onu sen değil emin teşebbüs aşamasında kalmış olacak gözetilmeden ve yırtılmış olan tutumun adli emanet ile bulunan parçaları denetime olanak vermesi mümkün olacak şekilde dosya içerisine bulundurulmalı eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ile ilgili olarak bir karar ortaya koymuştur.

Hukuka Aykırılık

5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suç ile ilgili olarak hukuka uygunluk sebeplerinden kanun hükmünü icrası ve hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebepleri değerlendirmeye tabi olabilir.

Manevi Unsur

Resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek kasten işlenmesi mümkün olan bir suçu niteliği taşımaktadır. Bu suçun taksirli hali öngörülmemiş olmaktadır. Suç olası kast ile işlenmesi mümkün nitelik taşıyabilir. Suçun faili konumu da yer alan kişinin hukuku sonucu meydana getirecek nitelikte resmi belgeyi, bozmaya, yok etmeye ya da gizlemeye dair hareketi bilmesi ya da ömrümsün halinde kasten veya olası kasta ile bu suç ortaya çıkabilecektir. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek için özel kastır işlenmesini mümkün olduğu ileri sürülmüştür. Bu görüşe göre mala zarar verme suçundan ayırt edici kıstas 5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesinin özel hasta işlenmesi olmaktadır. Yargıtay görüşü içerisinde genel kast yeterli kabul edilmektedir. Kamu görevlisi, resmi belge düzenlemiş olmasından daha sonra üzerinde bir yanlış görmüş olduğunda bunu yırtıp yerine yenisini ve hatasız belge düzenlemiş olursa artık burada 5237 sayılı Türk ceza kanunun 205. maddesinde yer alan suçun ortaya çıkmayacağından bahsedebiliriz.

Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek Veya Gizlemek Suçu Nitelikli Hali

5237 sayılı Türk ceza kanununun 209. maddesinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek için nitelikli hali bu maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesi içerisinde düzenlenmiştir. Öyle ki suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi durumunda verecek olan ceza yarı oranında artırılmasıdır. Söz konusu düzenlemede kamu görevlisinin görevi ile ilgili bir belge bozması, yok etmek ya da gizlemez durumunda erikli hali mevcut değil söz konusu olur. Aksi durumda görevi gereği düzenlemek ile ya da korumak ile yükümlü olmadığı bir resmi belge bozan, yok eden ya da gizleyen kamu görevlisine bu nitelikli halin uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek Veya Gizleme Suçunun Birleşmesi

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belge bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda birleşme durumu ile iştirak halleri mevcut olmaktadır. Burada ilk olarak suçların birleşmesi ile ilgili olan hususlardan bahsettiniz mümkündür. Resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçu zincirleme suç şekilde işlenmesi mümkün tek taşıyabilir. Burada zincirleme suçu dair hüküm 5237 sayılı Türk ceza kanunu kanunun 43. maddesinin ilk fıkrasında düzenlenmiştir.

Belgede sahtecilik suçu açısından düzenlenmiş olan 5237 sayılı Türk ceza kanunun 212. maddesi bu suç açısından uygulama bulması. Burada bahsedilmesi gereken bir diğer durum iştirak halidir. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçu açısından iştirak özellik arz etmemektedir. Bu özgü bir suçun içeriği taşımadığından iştirakin tüm şekilleri mümkün olmaktadır. Suç tanım içerisindeki hareketleri yapan kişi suçun faili konumunda yer alan kişi olarak bu hareketler ile maddi ya da manevi yardımda bulunan ya da azmettiren kişiler de iştirak kuralları gereğince cezalandırılması gerekir. Aralarında anlaşmaya uygun bir şekilde resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçun seçimlik hareketlerini bir arada gerçekleştiren kişiler müşterek faili niteliği taşırlar

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesinde düzenlenmiş olan resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunun ne olduğundan bahsettik. Bu suçun yaptırımı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Bir kişi eğer resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunu işlemiş ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülmüştür. Bahsetmiş olduğumuz için kamu görevlisi tarafından işlenmiş olması halinde verilecek olan cezanın yarı oranında artırılması gerekir. Ancak burada kamu görevlisinin resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunu kendi görevi gereği işlemesi gerekli olmaktadır.

5237 sayılı Türk ceza kanununun 205. maddesi içerisinde düzenlenmiş olan resmi belge bozmak, yok etmek ya da gizlemek sucu kendiliğinden kavuşturulması mümkün olan suçlar içerisinde yer almaktadır. Bir takip koşula mevcut olmanın yanı sıra suçun kamu görevlisi tarafından işlenmiş olması durumunda soruşturma izni alınması gereklilik teşkil eder. Öyle ki eğer bu suçu kamu görevlisi işler ise soruşturma izni alınması ilgili merciinden talep edilmesi gerekir. Görevli mahkeme 5235 sayılı kanun hükmünün 11. maddesi içerisinde düzenlenen hükme göre asliye ceza mahkemesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir