Maddi hukuktan kaynaklanmış olan taleplerin devletin yetkili organları tarafından ve devletin gücü kullanılarak gerçekleştirilmesine hizmet eden faaliyetin tümü cebri icra faaliyetini oluşturur. Bununla ilgili olarak kuralları düzenlenmiş olan hukuk dalı ise cebri icra hukuku veyahut takip hukuku olarak adlandırılır. Takip hukuku veyahut cebri icra hukuku üst bir kavram olmakla birlikte genel bir kavramdır. Günümüzde bu kavramlara icra ve iflas hukuku denir. İcra ve iflas hukuku takip hukukuna karşılık gelmekteyse de aslında icra ve iflas hukuku takip hukuku içerisinde yer alan alt bölümleri oluşturur. Bunların dışında iflas anlaşması, tasarrufun iptali davası, ihtiyati haciz de takip hukuku içerisinde düzenlenen kavramlardır.

Cebri icra çeşitleri kanun içerisinde ikiye ayrılmıştır. Bunlar cüzi icra (icra takibi) ve külli icra yani iflas takibidir. Ayrıca icra iflas hukuk davalarına bakan avukatlara da genelleri icra avukatı denmektedir. İzmir icra avukatı olarak hukuk büromuz da tüm icra davalarına icra avukatlık hizmeti vermektedir.

İcra Takibi (Cüz’i İcra)

İcra takibi içerisinde borçlu olanın karşısında bir veya birkaç alacaklı yer alır. Borcu olanın mal varlığına dâhil olan şeylerden biri veya birkaçı cebri icranın konusunu oluşturur. Alacaklı olan kişi borçluya karşı takip yapar. Eğer takip kesinleşirse borçlunun alacağa yetecek kadar olan miktar mali haciz edilir. Satıldıktan sonra alacaklının alacağı ödenir. Eğer bu işlemden geriye artan para miktarı varsa bu borçlu olan kişi iade edilir. Bu durumda yer alan her alacaklı kişi Her borçlu kişiye karşı bu icra prosedürünü işletme hakkına sahiptir. Bununla birlikte icra takibi içerisinde çeşitli ayrımlar vardır. Bunlar ilamlı icra ve ilamsız icra olarak sıralanabilir. İlamlı icrada bir kişinin hakkı yerine getirilmez ise veya ihlal edilmiş ise bu kimse mahkemeye başvurarak bu ihlalin önüne geçilmesini veyahut hakkının iade edilmesini talep eder. Eğer Mahkeme yapmış olduğu yargılama sonucunda talepte bulunmuş olan kişi lehine karar verir ise davalı tarafın bunu yerine getirmesi gereklidir. Bununla birlikte davalı mahkeme kararının gereklerine gönüllü olarak yapmazsa alacaklı olan taraf icra dairesine başvurup ilamın gereğinin yerine getirilmesini talep eder. Bununla birlikte borçluya bir icra emri gönderilmiş olur. Borçlu olan kişi kendisine verilen süre içerisinde icra emrine uygun olarak davranış sergilemez ise icra emrinin konusu olan borç kanun içerisinde öngörülmüş olan şekiller ile zorla yerine getirilir. İlamlı icra takibinde daha önce mahkemede bir yargılama yapılmış olması söz konusu olduğundan borçlu olan kişinin savunma ve takibi engel olma imkânı oldukça sınırlı olur. Borçlu olan kişinin kural olarak bu takibi karşı koyması ve bu takibi durdurulması olağan değildir. Alacaklı olan kişi borçlu olan kişiye karşı konusu para olan veyahut konusu para olmayan tüm istekleri için bu yola başvurma hakkına sahiptir. Bununla birlikte konusu para olmayan yani paradan başka bir şeye karşılık gelen alacaklar için alacaklı olan kişinin İlamlı icra yoluna başvurma zorunluluğu vardır.

İcra takibinde Yer alan bir diğer ayrım ise ilamsız icradır. İlamsız icra dışında yer alan sadece para ve teminat alacakları için İlamsız icra yolu ile takibin yapılması mümkündür. Burada alacaklı olan kişinin alıcının mahkeme ilamı ile tespit edilmesi ve hüküm altına alınması gerekmez. Alacaklı olan kişi doğrudan icra dairesine başvurarak borçlu olan kişiye karşı takip yapma hakkına sahiptir. Bununla birlikte genel haciz yoluyla takip de alacaklı olan kişinin elinde herhangi bir belge bulunması da şart değildir. İlamsız icra takibi yoluna başvurabilmek için kişilerin bir başka kişiden alacağı olmasına gerek yoktur. Yani bir başka kişiden alacağı olmayan kişiler dahi İlamsız icra yoluna başvurma hakkına sahiptir. Fakat ilamsız icra takibinin sonuçlanabilmesi için borçlunun takibi itirazının olmaması gerekir. Eğer borçlu bu ilamsız takip yolunda kendisine karşı yürütülmüş olan takibe itiraz edip Bu ilamsız takibin sonuçlanmasına engel olmak istiyorsa borçlu ya bu imkân tanınmıştır. İlamsız icra yolu para ve teminat alacakları için öngörülmüş olsa da kanun içerisinde özellikle kira alacağının ödenmemesi ve kira süresinin sona ermesi durumlarında tahliye talebi için İlamsız icra yoluna başvurulabilmesi mümkündür.

İflas (Külli İcra)

Külli icra da yani iflasta, cüzi icradan yani icra takibinden farklı olarak borçlu olan kişinin karşısında tüm alacaklıları yer alır. İflas takibinin konusunda borçlunun tüm mal varlığı olur. Borçlunun karşısında tüm alacaklıları bulunur ancak iflas takip yoluna tüm borçlular için değil iflasa tabi olan borçlular için başvurulur. İflas takibine iflasa tabi olan borçlular için girildiğinden iflas hukukunun uygulama alanı icra hukukuna göre daha dar bir alanı oluşturur. İflas takibinde borçlu olan kişinin bütün mal varlığı satılır ve bu mal varlığından elde edilmiş olan para ile borçlunun bilinen tüm alacaklılarının alacakları ödenir. Bunun sonucu olarak artan bir para kalırsa borçlu olan kişiye verilir. İflas takibinde alacaklılar arasında eşitlik söz konusudur. Borçlu olan kişinin Malvarlığı alacaklı olan kişilerin alacaklarına tam olarak karşılık gelmezse kanunda düzenlenmiş şekilde para alacaklılar arasında alacaklıların alacakları oranında paylaştırılır.

Kanun içerisinde icra takibi ve iflas takibi olarak İki takip yolu düzenlenmiştir. Bu takip yollarının dışında da kanun koyucu geçici hukuki koruma olarak çeşitli kurumlar ve ceza hükümleri için düzenleme yapmıştır. Bunlar ihtiyati haciz Konkordato sermaye şirketlerinin yeniden yapılandırılması ve iptal davasıdır.

İhtiyati Haciz

İhtiyati hacze 2004 sayılı icra ve iflas kanununun 257. maddesinden 268. Maddesine kadar yer verilmiştir. İhtiyati haciz doğrudan alıcının elde edilmesine yönelik bir takip yolu değildir. Alıcı teminat altına almak için öngörülmüş geçici bir hukuki korumadır.

Konkordato

Konkordato çeşitli sebepler ile işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun korunması için kabul edilmiştir.  Eğer borçlunun mali durumu bozulursa ve zor duruma düşerse Borçlu borçlarına tam ve zamanı geldiğinde ödemek zorunda bırakılırsa borçlunun mevcut Malvarlığı borçlarına ödemek için yeterli olmayacaktır. İflasa tabi ise iflas edecektir. Veyahut önce davranmış olan alacaklılar alacaklarının alarak diğer alacaklıların alacaklarını hiç almamasına sebep olacaklardır. Bu durumdaki bir borçlu alacaklıları ile kanunda öngörülmüş olan şekilde anlaşma yapar ise alacaklıların kabul ettikleri şekilde veya oranda veyahut sürede borçlarına ödeyecek ve borçlarından kurtulacaktır. Konkordato Bir borçlunun kendi teklifi veya alacaklılardan birinin teklifi ile alacaklı olan kişilerin kanunda düzenlenmiş çoğunluk ile yapmış oldukları ve mahkemenin Tasdiki ile hüküm ifade eden bir anlaşmaya karşılık gelir. Bu hüküm ifade eden anlaşmaya göre alacaklı olan kişiler alacaklarının belirli oranda veyahut belirli bir zamanda veya borçlunun mal varlığını onlara terk etmesiyle ödenmesine kabul ederler. Bununla birlikte eğer borç yerine getirilirse borçlu bu anlaşmaya göre borçlarının tamamından kurtulmuş olur.

Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma

Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma sermaye şirketleri ile kooperatiflerin alacaklıları ile uzlaşarak mevcut borçlarına ve eğer gerekiyorsa yapısal organizasyonlarını yeni koşul için düzenlemek amacıyla faaliyetlerine devam etmelerinin sağlanmasıdır. Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma Konkordato ile birlikte düzenlenir. Ancak Konkordato ile uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma birlikte düzenlenmesine rağmen uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma konkordatonun bir türü değildir. Bununla birlikte uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma külli bir takip ve tasfiye usulü de değildir.

İptal Davası

Borçlu olan kişinin mallarının haczedilmesinden önce veya borçlu olan kişinin iflasından önce mal ve hakları üzerinde sahip olduğu tasarruf yetkisinin sınırlandırılması mümkün değildir. Bundan dolayı malları haciz edilecek olan kişi veya iflas edecek olan borçlu kişinin mallarını alacaklılardan kaçırmak için kötü niyetli veya şüpheli olan tasarruflar da bulunması mümkündür. Bu borçlu olan kişinin mallarının haciz işleminden önce veya iflastan önce alacaklı olan kişilerden mal kaçırmak için yapmış olduğu Kanun önünde bir takım şüpheli tasarrufların, bağışlamaların İptal ettirilebilmesi için bu işlemlerden dolayı zarar görmüş olan alacaklıların dava açma hakkına iptal davası denir.

İcra İflas Hukuku Davaları

  • İtirazın iptali davası ve itirazın kaldırılması
  • Kiralanan gayrimenkullerin tahliyesi
  • Menfi tespit ve istirdat davaları
  • İhtiyati haciz kararı alınması
  • İstihkak davası
  • İflas davası ve Konkordato
  • Alacak davası
  • Tasarrufun iptali davası
  • Tahliye davası
  • İhalenin feshi davası
  • Kambiyo senedine özgü takiplere itiraz davası
  • İmzaya itiraz davası
  • İhtiyati haciz davası
  • İlamlı icralarda İcranın geri bırakılması işlemleri
  • Alacaklısının zarar uğratmak amacıyla mevcudunu eksilten borçlar hakkında açılacak davalar
  • İflas ve konkordato işlerinde hususi menfaat eden kişiler hakkında açılan davalar
  • Müflisin haklarını vermeyenler hakkında davalar
  • Kiracılara yönelik cezai davalar
  • Gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara dair davalar
  • Çocuk teslimi emrine karşı gelenler hakkında açılan davalar
  • Nafaka borcunu ödemeyenlere dair açılan davalar

İtirazın İptali Davası ve İtirazın Kaldırılması

İtirazın iptali davası ve itirazın kaldırılması borçlu kişinin itirazı ile duran ilamsız icra takibine alacaklıların gidecekleri davalardır. Alacak olan kişinin icra mahkemesine itirazın kaldırılması davası açabilmesin mümkün olması için elinde icra iflas kanunu ilgili maddelerinde sayılan belgelerden birinin bulunması gerekir. İcra iflas kanunu göre talebine itiraz edilen alacaklının takibi imzası ikrar veya noterlik tarafından tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede veya resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde Ve usulüne göre vermiş oldukları bir makbuz veya belge müstenitse alacaklı olan kişinin itirazın kendisini çevrildiği tarihinden itibaren altı ay içerisinde itirazın kaldırılmasını isteme hakkına sahiptir. Bu süre zarfında itirazın kaldırılmasının alacaklı tarafından istenilmemesi durumunda yeniden ilamsız takip yapılamaz. Borçlu olan kişi itiraz ne Varit gösterecek hiçbir belge ibraz etmezse icra Mahkemesi itirazın kaldırılması kararını verir. İtiraz senet veya makbuz veya belge müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddedilir. Borçlu olan kişi miras bırakana ait bir alacak için takip edilmekte olup da Ölen kişiden kalanların borca batık olduğunu ileri sürerse bu hususta ilham getirmesi için kendisine uygun bir mühlet verilir. Bunun dışında itirazın kaldırılması talebinin kabulü için ileri sürülen iddialar ısınmalar bekletici mesele yapılamaz. İtirazın kaldırılması talebinin reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar da bekletici mesele yapılamaz. Borçlu olan kişinin göstermiş olduğu belge altındaki imza alacaklı tarafından inkâr edilirse hâkim İcra iflas kanununun ilgili maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme neticesinde imzanın alacaklı olan kişiye ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklı olan kişinin itirazın kaldırılması talebini reddeder. Bununla birlikte alacaklıyı sözü edilen belgenin taalluk etti değer veya miktarın %10’u oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı olan kişi genel mahkemede dava açar ise bu para cezasının infazı dava sonuna kadar tehiri olunur. Alacaklı olan kişi bu davada alacağının ve imzanın kendisine ait olmadığını ispat ederse bu ceza ortadan kalkar. İcra avukatları bu tarz davalarla ilgilenirler.

Alacaklı olan kişi duruşmada bizzat bulunmayıp İmza vekili tarafından reddedildiği takdirde vekil müteakip oturumda müvekkilin imza tatbikatı için hazır bulunmasına veya masraflarını vererek davetiye Tebliğ ettirmek zorundadır. Kabul edilmeye değer bir mazereti olmayan ve bu suretle gelmeyen alacaklı olan kişi borçlunun dayanmış olduğu belgede yazılı miktar hakkındaki itirazın kaldırılması talebinden vazgeçmiş sayılır. İtirazın kaldırılması talebinin esasî ilişkin olan sebeplerle kabul edilmesi halinde borçlu olan kişi Talebin aynı sebeplerle reddedilmesi halinde ise alacaklı olan kişi diğer tarafın talebi üzerine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu olan kişi menfi tespit ve istirdat davası açar ise veya alacaklı genel mahkemede dava açar ise hüküm olunan tazminatın tahsili davası sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.

Bu durumları icra iflas kanunu belirtmiştir. Bununla birlikte alacaklının elinde yukarıdaki açıklamalarda yer alan ve kanunun ilgili maddesindeki belgelerden biri yok ise başvurabileceği yol sadece itirazın iptali davasıdır.

İtirazın iptali davası müddeabihi takibe konu olmuş olan ve ardından borçlu olan kişinin bu takibe itiraz ettiği alacağı konu eden normal bir eda davasıdır. Bununla birlikte normal bir hukuk davası gibi açılır.

Kiralanan Gayrimenkullerin Tahliyesi

Kiralanan gayrimenkullerin tahliyesi kiracının kiralanan gayrimenkulü tahliyesi için kiralayan tarafından yapılmış olan bir özel bir takip yoludur.

Kiralanan bir taşınmazın tahliye ettirilmesi için kural olarak öncelikle taşınmazın kiracısı olan kişiye karşı Sulh hukuk Mahkemesinde tahliye davasının açılması gereklidir. Taşınmazı kiralayan kişi eğer tahliye davasını kazanır ise mahkemeden alacağı tahliye ilanı ile ilamlı icra takibi başlatarak taşınmazın tahliye edilmesini sağlaması mümkündür. Kanun içerisinde yer alan bazı nedenlerin mevcut olması halinde taşınmazı kiralayan kişinin tahliye davası açmadan doğrudan icra dairesine başvuru yaparak taşınmazın tahliyesine isteyebileceği düzenlenmiştir. Kira bedelinin ödenmemiş olması ve kira süresinin bitmesi kanunun içerisinde düzenlenmiş nedenlerdir.

Menfi Tespit ve İstirdat Davaları

Borçlu olan kişi icra takibinin yapılmasından önce veya icra takibinin yapılması sırasında borçlu bulunmadığını ispat etmek için menfi tespit davası açma hakkına sahiptir. İcra takibinin yapılmasından önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme mevcut talep üzerine alıcının %10 beşinden aşı olmamak suretiyle gösterilecek teminat mukabilinde yapılan icra takibinin durdurulması için İhtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibi sonrasında açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar kılınamaz. Fakat borçlu olan kişi gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %10 beşinden aşağı olmamak üzere gösterici teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini talep edebilir. Dava alacaklı lehine sonuçlanırsa ihtiyati sil bir kararla ortadan kalkar. Bununla ilgili olan hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı olan kişiye ihtiyacı tedbir sebebiyle alacağını geç almış olmasından doğan zararlarını gösterilmiş olan teminattan alır. Alacaklı kişinin uğramış olduğu zarar aynı davada takdir olunur ve karara bağlanır. Karara bağlanan zarar herhalde %20 den aşağı olamaz. Eğer dava borçlunun lehine hükme bağlanır ise derhal takip durur. İlanın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre Ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iadesi yapılır. Borçlu olan kişiye menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılır ise talebi üzerine borçlu olan kişinin dava nedeni ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsil edilmesine karar verilir. Takdir edilecek olan zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olması mümkün değildir. Borçlu menfi tespit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borçta ödenmişse davaya istirdat davası olarak devam olunur. Takibe itiraz etmediği için veya itirazının kardırılması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan kişi Ödemiş olduğu tarihten itibaren bir sene içerisinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvuru yaparak paranın geriye alınmasını talep edebilir. Menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir. Bununla birlikte menfi tespit ve istirdat davaları davalının yerleşim yeri mahkemesine açılması da mümkündür. Davacı olan kişi istirdat davasında sadece paranın verilmesi lazım gelmediğini ispat etmek zorundadır.

İzmir icra avukatı arayışınız için İcra İflas Hukuk Büromuzla görüşme yapabilirsiniz. İcra avukatı İzmir için sizlere destek oluyor ve icra dava avukatlığınızı yürütüyoruz.